Psikodrama Nedir?

Moreno'ya göre Klasik Psikodrama Eğitimi

Triadik (üçlü) Sistem, üç teorinin birleşimidir; grup bilimi, sosyometri bilimi ve davranış bilimi.Bunların birbiriyle ilişkilidir ve birbirlerinden ayrılamazlar

Triadik Sistem:

1.Grup Psikoterapisi

2.Sosyometri

3.Psikodramayı içerir.

Triadik Sistem genellikle “psikodrama” diye adlandırılır. Oysa psikodrama, bu sistemin bir parçasıdır.
Psikodrama, insanlararası ilişkilerin bilimidir.Eğitim, sağlık, sosyal hizmetler ve endüstri alanlarında çalışan kişilerin mesleğine eşlik eden ve niteliğini arttıran, geliştiren, ileri bir eğitimdir.Öncelikle kişinin spontanlık, yaratıcılık ve davranma geliştirilmesini hedefler. Bu nitelikler, bireyin yaşamındaki seçeneklerin farkına varmasına, bunlar arasından seçim yapabilmesine ve duruma uygun davranabilmesine olanak sağlar.
Kendini tanıma, yaşamını, istediği gibi yönlendirme ve kendi sorumluluğunu tek başına taşıma yeteneklerinin gelişmesi bireyin yaşamını daha anlamlı kılar. Kendini tanıyan kimse; dikkatini içinde bulunduğu duruma ve çevresindeki diğer insanlara (eş, çocuk, arkadaş ve işyeri ilişkileri gibi) kolayca serbestçe ve ön yargılara kapılmadan yöneltebilir.

Kişi içinde bulunduğu grupta mevcut iletişim ve etkileşimi farkederek grubu bir bütün olarak kavrama ve grubu olumlu hedefler,üretkenlik ve etkinliğe doğru yönlendirebilme becerisini kazanır.
Sorunlar hakkında konuşmak genelde çözüm getirmez.Herkesin görüşü farklıdır, ayrı noktalarla vurgu yapar, değişik çözümler önerir.Bu süreç zaman kaybına yol açar, nadiren kalıcı etkisi olur ve engellenmeye neden olarak sorunu alevlendirebilir.
Psikodrama ile sorunlara tümden farklı yaklaşıyoruz. Öncelikle sorunun ortaya çıktığı duruma bakıyoruz. Bu nedenle ilk önce durumun ne olduğunu saptamaya çalışıyoruz. Sonra bu duruma nasıl gelinmiş ve içinden nasıl çıkılır, onu bulmayı hedefliyoruz. Durum sahneleniyor ve böylece herkes için görünür, somut ve güncel oluyor. Rol alanlar, sorun sanki şimdi burada olmuş gibi canlandırıyorlar. Canlandırma herhangi bir tanımlamanın yapılabileceğinin ötesinde çok şey anlatıyor, gösteriyor. Kişiler duruma tek tek anımsamak yerine, hep birlikte aynı anda yeniden yaşıyorlar. Değişik psikodrama tekniklerini kullanarak, katılımcıları durumun her öğesini araştırmaya, değişik seçenekleri sınamaya teşvik ediyoruz. Sahneleme geçmişteki diğer olayların canlandırılmasıyla devam ediyor ve herkes için tatmin edici bir çözüm sahnesi buluncaya kadar sürüyor. Canlandırma sona erince, katılımcılardan rollerinde yaşadıklarını paylaşmalarını istiyoruz.

Çözüme dıştan müdahale ile değil, katılımcıların ortaklaşa çabalarıyla ulaşıldığı için, gerçekleşme ve daha kalıcı olma şansı yüksektir. Ayrıca davranış, kendine ve diğerlerine güveni arttırarak daha fazla sosyal bütünleşmeye yol açar. Oyun sırasındaki açıklık önyargıları azaltır ve her davranışda olduğu gibi, öğrenme ve eğlence, neşeyle iç içedir.

Nasıl Çalışıyoruz?

İlişkiler
“Bir insanı ya da hiç değilse ruhunu öldürmenin çeşit çeşit yolları vardır…Bunun için bir kelime, tam anında açık bir konuşma yeterlidir. Bir gülümseyiş yeterlidir. Bir gülümseyişle, ya da hiçbir şey söylememekle öldürülemeyecek insanı görmek isterdim.Elbet bütün bu cinayetler yavaş yavaş oluşur.” Stiller,Max Frisch
Hayatımızın gündelik akışı içinde ne tür ilişkiler kuruyoruz? Bunlar bizi besleyen yoksa yıkan ilişkiler mi?Bu gibi sorulara yanıt bulmak kolay olmuyor.Yazarın da söylediği gibi yavaş yavaş oluşuyor.
Sosyometri ile kurduğumuz ilişkilere bakıyoruz. Gerekirse yeniden düzenleme yapıyoruz.Ama öncelikle Hayatımdaki insanlar: Kimsiniz? sorusunu yanıtlıyoruz.

İletişim
“Bilinmiyeni araştırmak cesaret ister, bilineni sorgulamak daha da fazlasını ister.” Kaspar
İletişim içinde olduğumuz kişilerin aklından geçenleri anlamaya çalışıp eldeki birkaç veriyle sonuca ulaşıp bu çıkarsamalarımızla iletişimimizi belirliyoruz.
Ama gerçek hangimizinki? Yoksa aramızda olmakta olan mı?
Psikodramanın yanıtı,gerçek aramızda  olmakta olandır. Canlandırmalar aracılığı ile herhangi bir durumun içinde olan herkes açısından durumu ele alıp, uzlaşılmış gerçekliğe biraz daha yaklaşıyoruz.
Gerçek uzlaştığımız kadarıyla gerçek.

Beden İfadesi
Hiçbir an durup bedenim ne yapıyor diye düşündünüz mü? Sürekli…
Nasıl görünüyorum sorusu hepimiz için özellikle ergenlik, gençlik döneminde yoğun olmakla birlikte hiçbir zaman tam yanıtlamayan bir soru. Çünkü biz insanlar sosyal gruplarda yaşıyoruz ve o gruptaki yerimizi diğerlerinden alabildiğimiz izlenimlerle bulmaya çalışıyoruz.
Bulabiliyor muyuz? Çoğu zaman yanılarak.
Psikodrama ile beden ifademizin diğer insanlar üzerinde oluşturduğu etkilere dair geri-bildirim alıp, değiştiriyor ve kendimizi kendi olduğumu halimizle ifade edip, kendinden hoşnut bireyler olmanın tadını çıkarıyoruz.

Hayalgücü ve Rüyalar
Gözünüzü kapatın, aklınıza sizi mutlu etmiş olan bir anınızı getirin.Hemen geldi, değil mi? Kiminiz bir yolculuk, kiminiz için sevgili bir canınızla geçirdiğiniz bir an ya da kiminiz için sabah içtiğiniz sıcacık bir çay ve gevrek. Rüyadaki gibi bir durum.
Günlük yaşamın anları, anılarımızla da dolu. Bizi endişelendiren, meşgul edenlerin arasından bazen bize ulaşmakta zorluk çekebiliyorlar. Psikodrama ile aklımızda ön planda olan imgelerle canlandırma aracılığı ile çalışıyor, çatışmalı durumları ele alıyor, çözüm yolları arıyoruz.
Bunların yanı sıra olumlu, kendimizi iyi hissettiren anılar ve bunların zihinsel izdüşümleri ile de çalışıyoruz. Biraz önceki örneğe dönersek, kendinizi hayal ettiğiniz durum sizi nasıl hissettirdi? Hoşnut, hafifçe gülümsediniz. Aklınızdaki imge, bedensel ifade buldu ve duyguya dönüştü. Bu kadar farkındalık bile yaşamın sadece zorluklardan oluşmadığını anımsatmaya yeterli.
Hele bir de Psikodrama ile canlandırıldığın da ve sahnenin “ sanki gerçekliğine” getirildiğinde sağlanan “ yeniden yaşanmışlık” hissi bu durumun kalıcılığını da sağlıyor. Anılar, anın parçası haline geliyor ve böylece içinde yaşadığımız an değişiyor. BÜTÜNLEŞİYORUZ.

Doğaçlama ve Yaratıcılık
Ben kendimi nasıl tanırım derseniz gelin birlikte rollerinize bakalım deriz. Roller nedir derseniz , kişinin ilişkilerinde ve günlük yaşamında diğer insanlarla ilişki içinde ortaya çıkan farklı kimlikleridir diye yanıtlayabiliriz.
Annenizle ilişkide çocuk, eşinizle olanda eş, çocuğunuzla olanda baba, işyerinde memur rolleri gibi. Ancak her biri için nasıl bir çocuk, nasıl bir eş, nasıl bir baba diye sorabilirsiniz.
Kişi varolan rollerinin nasıl roller olduğunu ve hangi yeni rolleri geliştirebileceğini doğaçlama çalışmalarıyla keşfediyor. Rol repertuarı genişledikçe kendini ifade sınırı da genişliyor. Günlük yaşamın daralmış kalıplarının dışına çıkabilip, kendini  BU BENİM diye sunabilmenin  ÇOŞKUSUNU yaşıyor.
Yaratıcılık çalışmalarımızda ise müzik ile iletişimin büyülü dünyasına gidiyoruz. Hep birlikte sanatçı gibi olmadan  değişik aletler çalabileceğimizi, nasıl müzik üretebileceğimizi keşfediyoruz.
Her yaz staji yaratıcılık yolunda atılmış bir yeni adım;

 

Mask, Dans, Ritm, Perküsyon Ve Doğaçlama Tiyatrosu = Psikodramanın Yaratıcı Dünyası

Psikodrama Ne Kazandırır?

Değişim ve Gelişim

Kişisel (Birinci Aşama)
Günlük yaşamın giderek daralan kalıplarını genişleterek kendine İZİN VERME
İnsanlarla etkileşim içinde kendini FARKETME ve hayatın sunduklarından ZEVK ALMA
Yaşamdan KORKMADAN yaşama
Ben kendim için NE İSTİYORUM sorusunun yanıtını bulma
Kendi değerini fark etme ve kendine verilen kişisel önemden ötürü oluşan sıkıntıları azaltma yani DEĞERLİ AMA ÖNEMSİZ OLABİLME
Kendi eksiklerini fark etme ve kabul etme – kendini kalabalığın içinde bir insan olarak görüp
kıyaslamanın ve kıskançlığın iç huzursuzluğundan kurtulma
Böylece kendinden kurtulup diğer insanlara bakabilme, onları ANLAYABİLME
Dünya sadece benim gördüklerim ile sınırlı bir dünya değil, diğer insanlar,görüşler, değerler var diyebilme ESNEKLİĞİ kazanma
Kendini sanatçı gibi olma zorunluluğu hissetmeden SANAT aracılığı ile ifade etme, örn. Çizim, resim ve kolaj yapabilme
Müzisyen gibi olmadan RİTM aracılığı ile ifade etme
Bir bedenimizin olduğu, onun aracılığı ile var olduğumuzu fark edip onu tanımak ve bütün ifade araçlarıyla hareket edebilme ÖZGÜRLÜĞÜ kazanma
Kısaca kendinden hoşnut, kahkaha atabilen, insanlar içinde herhangi BİR İNSAN olabilme.

Mesleki (İkinci aşama)
Her gün aynı işi, aynı şekilde yapmak yerine aynı işi farklı yaklaşımlarla yapabilme BECERİSİ kazanma
Birlikte çalışan kişileri anlayabilme, tanıyabilme ve motive edebilmek için BİREY NEDİR konusunda kapsamlı deneyim ve bilgi kazanmak
Birey, bir grup içinde nasıl davranır, nasıl bir yeri vardır, grup içi dinamikler nelerdir ve bu dinamiklerle nasıl çalışılır yani GRUP NEDİR konusunda kapsamlı deneyim ve bilgi kazanmak
Kısaca, kendi yaşamını hoşnutlukla yönetebildiği için, diğer insanların yaşamını aynı hoşnutluk, hoşgörü ve alçakgönüllülükle yönetebilen bir YÖNETİCİ OLMA

Eğitim Alanında
O minicik yavrulara neler yapabilirim?
Bu gencin hayata yaklaşımında nasıl bir yapıcı değişiklik sağlayabilirim?
Bizden sonraki nesile neler aktarabilirim?
Her öğretmenin belki de öğretmen olmayı seçmesindeki motivasyon.
Bu motivasyona sahip olunca öğrenci-öğretmen ilişkileri başta olmak üzere psikodramayı mesleğinizde yöntem olarak kullanmak farklı bir tatmin veriyor.
Çünkü, yapmak istemiş olup da nasıl yapabilirim dediğiniz sorulara yanıt buluyorsunuz.
Sınıfı ve öğrenciyi fark edip, uygun zamanda, duruma en uygun davranışı göstererek, diğer hayatları etkiliyor, değiştiriyor ve birlikte siz de değişiyorsunuz.

Sağlık Alanında
Sağlık alanında çalışan üyelere:
Hastalığın, hastanın başına gelen ve onu kimliksizleştiren bir yalıtım aracı olmadığını, kişinin hasta ve birey olduğu farkındalığı kazandırır.
Bunun sonucunda, hasta ve yakınlarına yaklaşabilme, onları anlamaya yol açar ve içinde bulundukları durum için neler yapabileceği birlikte bulunur.
Hastaların veya yakınlarının bir grup içinde durumu paylaşmaları, hastalığın sadece kendi başlarına gelen bir durum olmadığını, insana özgü olduğunu kavramalarına yol açar. Grubun ve yöneticinin desteğiyle kısmen ya da tamamen baş edebileceklerini deneyimlemelerine aracılık etmekse sağlık çalışanının mesleki doyumunu sağlar.
”İnsan, almak ve saklamakta değil, yapmak ve vermekte mutluluğu bulur.” J.B.Priestley

Endüstri Alanında
Yönetici olarak işyerinizde bir şeylerin yolunda gitmediğini hissediyorsunuz. Ama budur deyip duruma parmak basamıyorsunuz.
Alışkanlık gereği kimin hatalı olduğunu bulmaya çalışıyorsunuz. Aklınıza bozukluğun ilişkilerde olabileceği gelmiyor.
Evet, ilişkiler de hastalanır ve tedavi edilebilir.
Teşhis nasıl konur eğer problem ilişkideyse diyorsunuz.
Birlikte çalıştığınız ekibe ve ekip üyelerinin ilişkilerine bir bütün olarak bakıp soruna teşhis koyabilir ve yolunda gitmeyen, tıkanıklık yaşanan ilişkilerle çalışabilirsiniz.
Böylece, bütün grup rahatlar, iş yeri, iş odaklı çalışılan, kişisel hesaplaşmaların yaşanmadığı bir ortama dönüşür.
Bunun statü kaybı değil, hiyerarşi olduğu kabul edilir, herkes bu yapı içindeki yerini görür. İşyerinde günlük çalışma yaşamı normal temposunu kazanır.